günaydın sana şu göğsümü yuva edinmiş minik çalıkuşu ☀️

günaydın sana prenseslikten istifa etmiş ama bu gezegenin en güzel, en gizemli, en neşeli, en havalı, en toprak insanı, en masum, en yaramaz prensesi olmaktan kaçamamış şey ☀️

günaydın sana en çokk yanımdaki varlıını sevdiim şey ☀️

nekadar zaman geçerse geçsin, ne olursa olsun, seninle zamanı boş şeyler için geçirmek istemiorum dercesine hiç birbirimizden ayrılmamış gibi sıcacık buluşum, sıcacık sımmsıcacık oluşun içimi, ruhumu sımsıcak ısıtıo melekk, bana dokunuşun, dokunuşların yerden değersiz görünen toz toprak içindeki bişiyi alıp parlatmış v süsün olarak sevmişsin sanki!

bu nasıl aşık olmaktır allahım! seni seviorum deyişini bukadar büyük heyecanla beklediim her söylediinde mutluluktan o ara şuurumu neredeyse kaybetiim bişeyi seviorum ben! onu her gördüüm andan itibaren herşeyimin ona kitlendii, o anda sadece onunla olduum bişeyi sevdim ben!

kıyafetleri bi başka kızda olsa zevksiz v dağınık denmeli ama o giydiğinde yok böyle bişi allahım ne bakmaya doyabiliorum, ne de öpmelere, ne dokunmalara! ben bu şeyi çok seviorum

yollarla arası okadar kötü ki buna rağmen spontane bi yol seçişine, o emin gidişine, sonunda kayboluşuna bayılıorum! aklımda hep o soruyla geziorum “şuanda bu yapılan şeyi kim yapıo?” yanıt O ise, önce yapana bakıp onu seviorum, sonra yaptıı herşeyi! böyle sevebildiim ilk v tek şeyim, böyle sevince yaptıı herşey tatlı, sevimli v masum bana..

hadi aç o gözlerini yine kartal gibi senin gökyüzünde uçuorum! en küçük hareket eden herşeyini ısırmak, öpmek için bekliorum! parmaklarını v onların gösterdiği heryeri öpmek, ısırmak, dokunmak, yüzümü sürmek istiorum! gülüşlerini müzikal diye dinlemek istiorum, ben sabshları müziksiz uyanamam, senin melodilerini çok seviorum!