nekadar güzel baktın bana öyle otogarın ordaki tramway durağında bana aslında ne demeye çalıştığını anlatmaya başlamadan önce, binlerce satır şey söyledi o bakışın, saatlerce konuşmaya denk şeyler söyledi o bakışın, ben öyle bakan hallerini istiorum, öyle bakan seni istiorum.. sen çok sıradışı bişisin meleğim, tarifsiz senin herşeyin!

yaşadıın yaşattıın herşeyi maximumunda yaşatıosun, heyecanın da, bişiler anlatmanın da, kızmaların da, endişelenmelerin de..

merdivenle inişin, kıpkırmızı elma şekeri gibi bu çocuğa, gözlerimin aradığı şeysin sen, görünce dünyayı umursamadıım şeysin sen, mutluluğu bulduum yersin sen..

allahım daha sevdiğini söylediği şey bitmeden seviorum sevdiği şeyleri, daha yaptığı şeyi yapmayı bitirmeden seviorum yaptığı herşeyi!

bu ne güzel bi sonsuzluktur böyle, sonsuz sevgiyi buldum ben, o minicik şeye sığdırmış tanrılar bu sonsuzluğu!

senin arkadaşın olmaktan gurur duyuorum, umut doluorum, yalnız hissetmiorum, kendim oluorum, huzur buluorum..

okadar akıllı bi naiflik ki sendeki, aklım gidio, belli bi IQ ve belli bi EQ istio, okadar kulatılmışsın ki vasatlıkla, seni aşağıya çekmelerine izin vermişsin, ama biliorum v içinde biyerlerde biliosun senin gerçek kalibreni.. o yüzden ısrarla sen bu diilsin, böyleymiş gibi davranıo boşvermişliin, sıkılmışlıın..

vücuduna çok güzel bakıosun, çıldırtıo beni vücudunla ilgili herşey v aen her ne yapıosan hemen sana geri yansıtıo vücudun, anında kaşılık verio, emeklerinin karşılığını..

okadar önemsiorum ki her gizemini, aklındaki herşeyi.. seni gerçekten sevdiimi nezaman v neyi gördüğünde anlamıştın minik şey?

seni ne çokk sevdim ben, seni benliğimle sevdim ben, seni içim eriye eriye sevdim ben, seni içim şefkat dola dola sevdim ben, seni bi başka sevdim be ben meleğim, sığdıramıorum yere göğe hiçbi kırıntını, doya doya seviorum, doya doya..