ona rasladıım günü anımsadım uzaklara dalıp onu düşünürken

aklıma benzeyen aklına rastladım

yüreğime benzeyen yüreğine rastladım

özgür ruhuma benzeyen ruhuna rastladım

sanki bin yıldır tanışıomuş gibi döküldü cümleler, yakınlaştı bedenlerimiz, gitmek istemiodu ayaklarım, onu hiç bilmiodum ama o an öğrendiim şeyleri çok sevmiştim

ömrümün en güzel tesadüfü oldu ona rastlamak, sanki bi dünya daha varmış gibi hissetmek

o an içimdeki sesler: “bukadar organizasyon v iletişim gücü olan şey bu demekki, gerçekten zekasından mı bu havası yoksa birazdan saçmalamaya başlar mı diğerleri gibi, allahım ne güzel anlatıo bu şey böyle, donuorum sanırım, en son beynim donucaksa sorun yok, bişiler anlatırken ellerini nekadar güzel kullanıo, zekası mı bu yoksa sadece enerjisi mi..”

daha sonra içimden geçenler: “bana okadar çok benzio ki, ben gibi hırçın sevio, ben gibi deli, ben gibi çocuk, ben gibi tuhaf, ben gibi yemekle, ben gibi insanlarla..”

çok daha sonra içimden geçenler: “ona benzemek istediim nekadar çok şeyi var bu kızın, herşeyle heryerde eğlenebilmesi, dansları, müzik zevki, farklı açılardan bakması, moda bilgisi, ev hali, gülüşleri, jestleri..” 

herkes daha çok tanıdıkça daha çok sıradanlaşırken, bu şey tam aksine tanıdıkça herşeyini baştan yeniden sevdiren, an’lar birktirdikçe büyüsü büyüyen bişey..

Comments

Post a Comment

Popular posts from this blog